Üretim Fonksiyonu Üretim fonksiyonu, iki girdi kullanarak (sermaye ve emek) elde edilen toplam çıktıyı göz önüne alır. Bu üretim fonksiyonunu Y = F(K, L, T) biçiminde yazabiliriz. Burada Y toplam çıktı, K sermaye stoku (ekonomideki tüm makineler ve aletler, fabrika binaları ve konutların toplamını içerir) ve L çalışanların sayısıdır. T ise üretim teknolojisinin durumunu ifade eder. Bu bağlamda, ekonomide üretilebilecek ürünlerin yanı sıra bunları üretmek için kullanılabilecek üretim yöntemleri anlamına gelir. Geniş bağlamda teknolojik durumu değerlendirdiğimizde; bir ekonomide üretimin ne kadar yapılacağı, firmaların ne kadar verimli çalıştığı, piyasaların davranışları ve organizasyonları, hukuk sistemi ve bunun uygulanması, politik çerçeve gibi faktörlere bağlı olarak düşünülebilir. Büyümenin Kaynakları Ekonominin sermaye ve iş gücü miktarından kaynaklanan üretim faktörleri stokundaki artışlar ile teknolojideki gelişmeler büyümenin temel kaynaklarıdır. Sermaye Birikimi ve Sermayenin Marjinal Ürünü (MPK) Sermayedeki bir birimlik değişmenin çıktı miktarında oluşturduğu değişim, sermayenin marjinal ürünü (MPK) olarak adlandırılır. Eğer sermaye miktarı ΔK kadar artarsa, çıktı (Y) hemen MPK x ΔK kadar artacaktır: ΔY = MPK x ΔK. Örneğin, sermaye stokunda 200 birimlik bir artış, sermayenin marjinal ürünü 0.50 iken çıktıda 100 birimlik bir artış sağlayacaktır. İş Gücünde Artış ΔY = MPL x ΔL. MPL emeğin marjinal ürünü olup, emekteki bir birimlik değişmenin çıktıda oluşturduğu değişim miktarını ifade eder. Örneğin, MPL 6 iken, iş gücündeki 20 birimlik bir artış çıktıda 120 birimlik bir artışa yol açacaktır. Solow Büyüme Modeli Robert Solow'un geliştirdiği model, sermaye birikimi, tasarruf ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkileri inceler. Çıktı ve Sermaye Arasındaki Etkileşim Ekonomideki sermaye miktarı, üretilebilecek çıktı seviyesini belirler. Çıktı seviyesi de tasarruf ve yatırım seviyesini belirler. Böylelikle ne kadar sermaye birikimi olacağı belirlenir. Durağan Durumda Sermaye ve Çıktı Düzeyleri İşçi başına çıktı ve sermayenin değişmediği durum, ekonominin durağan durumu olarak tanımlanır. Durağan durumda, işçi başına sermayedeki ve çıktıda değişim sıfırdır. Solow'un büyüme modelinin merkezinde durağan büyüme modeli yer alır. Bu kavram, ekonominin istikrarlı bir büyüme trendine sahip olduğunu ortaya koyar. Ekonomi belirli bir süre bu trendden sapabilir, ancak uzun dönemde ekonomiyi trende döndürecek güçler vardır. Nüfus Artışının Sonuçları Nüfus Artışının Durağan Hale Etkisi Nüfus artışının etkisi, sermayenin amortismanı gibi kişi başına sermaye stokunu ve kişi başına çıktıyı azaltma yönündedir. Nüfus artış hızında bir artış, ekonominin toplam çıktısının daha hızlı büyümesini sağlarken, kişi başına çıktıyı düşük bir seviyeye indirir. Teknolojik İlerlemenin Sonuçları Teknolojik ilerlemeyi içeren işçi başına üretim fonksiyonunda, çıktı iki faktör aracılığıyla üretilir. Bir yanda sermaye, diğer yanda etkin iş gücü (LxT) vardır. Teknolojik İlerlemenin Varlığında Durağan Durum Dengesi Durağan durumda, işçi başına çıktı teknolojik gelişim oranında büyümektedir. Durağan durumda çıktı, sermaye ve etkin iş gücü hep birlikte aynı (n+g) oranında büyüdüğü için, bu ekonominin durağan durumu ayrıca dengeli büyüme durumu olarak da adlandırılır. Tasarruf Oranı ve Altın Kural Tasarruf oranının sıfıra eşit olduğu bir ekonomide sermaye sıfırdır. Bu durumda çıktı ve tüketim de sıfırdır. Böylelikle tasarruf oranının sıfır olması uzun dönemde sıfır tüketimi ifade eder. Tasarruf oranının bire eşit olması da uzun dönemde sıfır tüketimi ifade eder. Tüketimi en yüksek seviyeye ulaştıran tasarruf oranının 0 ile 1 arasında bir değerde olması gerekmektedir. Tasarruf oranının bu değeri aşması durumunda tüketim sadece kısa dönemde değil, uzun dönemde de azalır. Bunun nedeni, tasarruf oranı arttıkça artan sermayenin çıktıda giderek azalan bir artışa yol açmasıdır. Bu nedenle, hasılanın giderek daha büyük bir bölümünün sermayedeki yıpranmaları karşılamaya ayrılmasıdır. Tasarruf oranının bu kritik değeri ile ilişkili sermaye seviyesi, sermayenin altın kural seviyesi olarak adlandırılır. Bu, uzun vadede tüketimin maksimize edildiği seviyedir. |